Hiperürisemi bir kardiyovasküler risk faktörü olduğu için serum ürik asit düzeylerinin çok yüksek olmadığı durumlarda bile düşürülmesi kardiyovasküler hastalık riskini azaltabilir; ancak bu bilğiler kesin değildir. Halen,hafif ve asemptomatik hiperürisemileri tedavi etmemek konusunda fikir birliği vardır.
Öte yandan, çok yüksek değerlerin(kadınlarda 10 mg/dl, erkeklerde 13 mg/dl) tedavisinin gerekli olduğu düşünülür. Ürik asit düzeyini azaltmak için allapürinol uygulanacak ise, diyaliz hastalarında ciddi doz azaltılması yapılmalı ve 3 günde bir 100 mg verilmelidir.
Akut gut artriti çoğu kez hiperürisemi ile birliktedir. Tedavisi normal populasyondaki hastaların tedavisine benzer; steroidler ve nonsteroid anti inflamatuarlar rahatlıkla kullanılabilir. Öte yandan, klasik bilğilere göre gut atağı sırasında diyaliz hastalarına kolşisin yalnızca tek doz ve en fazla 0,6 mg verilebilir, 14 günden önce bu doz tekrarlanmaz. Sitokrom P450 inhibitörleri (diltiazem, fluconazole, rifampisin) alan hastalarda kolşisin kullanımı kontrendikedir. Kolşisin ile gut proflaksisi yapmak hemodiyaliz hastaları için uygun değildir.
Diğer taraftan, ülkemizde Ailevi Akdeniz Ateşi (FMF) bağlı amiloidoz nedeniyle diyalize giren hasta sayısı oldukça fazladır. Bu hastaları (klasik kitap bilğisi uyarınca) kolşisin tedavisinden mahrum etmenin doğruluğu tartışma konusudur. En iyisi bu kararı her hasta için ayrı ayrı değerlendirmektir. Kolşisin olmadığı zaman FMF atakları ortaya çıkan yada diğer organ amiloidozu semptomatik olan hastalarda yarı yarıya veya normalin bir çeyreğine kadar azaltılmış dozda kolşisin verilebilir. ANCAK, BU HASTALAR KOLŞİSİNİN YOL AÇABİLECEĞİ KLİNİK VE LABORATUAR YAN ETKİLERİ AÇISINDAN YAKINDAN İZLENMELİDİR. www.rentek.com.tr
Whatsapp hattımızdan müşteri temsilcimiz ile görüşebilir hizmetlerimiz hakkında bilgi alabilirsiniz.